"Başlangıçta, Hayvan Çiftliği'nin yasaları ilk kez hazırlanırken, emeklilik yaşı atlar ve domuzlar için on iki, inekler için on dört, köpekler için dokuz, koyunlar için yedi, tavuklar ve kazlar için de beş yıl olarak belirlenmişti. Emekli aylıklarının yüksek tutulması kararlaştırılmıştı. Gerçi henüz hiçbir hayvan emekliye ayrılmış değildi ama son zamanlarda bu konu gittikçe daha çok tartışılır olmuştu."
Son derece duru bir anlatımı olan roman tam bir sosyalizm eleştirisi. Politik kavramlardan uzak ama tam anlamıyla anlaşılır bir siyasi roman. Daha önce siyasetle hiç ilgilenmemiş bir insanın bile hiç sıkılmadan okuyacağı ve her cümlesini anlayacağı gerçek bir klasik. En sevdiğim kitaplar listesinde ilk üçte. Kesinlikle tavsiye ederim okuyun ve çevrenize okutun. Kitabın slogan haline gelmiş en vurucu cümlesi " BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR AMA BAZI HAYVANLAR ÖBÜRLERİNDEN DAHA EŞİTTİR" kitabı okuyunca daha bir anlam kazanıyor.
hürriyet
30 Eylül 2013 Pazartesi
Hayvanlar Çiftliği (George Orwel)
Etiketler:
20.yy,
Can yayınları,
edebiyat,
eleştiri,
en çok okunanlar,
George Orwel,
hayvan Çiftliği,
hayvanlar Çiftliği özet,
hikaye,
kitap yorumu,
kitapyor,
klasik,
ödüllü kitaplar,
sosyalizm,
tüyap,
yorum
27 Eylül 2013 Cuma
Sevdalinka (Ayşe Kulin)
"... Birbirinin gözünü oyan Hırvat ve Sırp liderleri tek bir konuda anlaşabilmişlerdi: Bosna Hersek'i paylaşmakta...
... Osmanlı'dan beri üç milletin; Boşnaklar'ın, Hırvatlar'ın ve Sırplar'ın iç içe yaşadığı bölgelerin Müslümanları, bir yığın insan iskeleti halinde, zincire vurulmuşlardı. Günde üç öğün yemek yer gibi günde üç fasıl dayaktan geçiriliyorlardı..."
Bu roman açıkçası beni derinden etkiledi. Okurken çok ağladım. İnsanı duygulara seslenen bir roman. Okurken bir yandan ülkemizde savaş olmadığı için şükredip bir yandan da Boşnaklara bu zulmü reva görenlere lanet okudum. Anlatılanlar kurgu olsa da gerçeği yansıttığı artık tüm dünyaca biliniyor. Kötülüğün sınırı yok savaşlar insana en çok bunu öğretiyor. Ne zaman Bosna Hersekle ilgili bir haber izlesem veya bir yazı okusam içimi burukluk kaplıyor. Bu kitabın bu hislerimde etkisi olduğunu düşünüyorum. Savaş romanı olarak çok gerçekçi olduğunu söyleyebilirim.
... Osmanlı'dan beri üç milletin; Boşnaklar'ın, Hırvatlar'ın ve Sırplar'ın iç içe yaşadığı bölgelerin Müslümanları, bir yığın insan iskeleti halinde, zincire vurulmuşlardı. Günde üç öğün yemek yer gibi günde üç fasıl dayaktan geçiriliyorlardı..."
Bu roman açıkçası beni derinden etkiledi. Okurken çok ağladım. İnsanı duygulara seslenen bir roman. Okurken bir yandan ülkemizde savaş olmadığı için şükredip bir yandan da Boşnaklara bu zulmü reva görenlere lanet okudum. Anlatılanlar kurgu olsa da gerçeği yansıttığı artık tüm dünyaca biliniyor. Kötülüğün sınırı yok savaşlar insana en çok bunu öğretiyor. Ne zaman Bosna Hersekle ilgili bir haber izlesem veya bir yazı okusam içimi burukluk kaplıyor. Bu kitabın bu hislerimde etkisi olduğunu düşünüyorum. Savaş romanı olarak çok gerçekçi olduğunu söyleyebilirim.
Etiketler:
ayşe kulin,
bosna,
bosnahersek,
en çok okunanlar,
kitap,
kitap yorumu,
kitapyor,
kitapyurdu,
ödüllü kitaplar,
roman,
savaş,
savaş romanı,
sevdalinka,
sevdalinka özet,
sırp katliamı,
yorum
19 Eylül 2013 Perşembe
Doğudan Uzakta (Amin Maalouf)
"...Sorun, sen burada kalsaydın ne yapardın değil. Sorun, eğer herkes senin gibi çekip gitseydi bu ülke ne olurdu. Hepimizin elleri temiz kalırdı ama Paris'te, Montreal'de, Stockholm'da veya San Francisco'da olurduk. Kalanlar size bir ülke bırakmak için bir gün geri dönebilesiniz veya en azından ara sıra ziyaret edebilesiniz diye ellerini kirlettiler..."
Ülkesinden ayrılıp da ülkesini bıramayanların ve ülkesinde kalıp değişmek zorunda olanların romanı. Gurbetçiliği ve iç savaşın toplumsal yıkıntılarını derinlemesine işleyen güzel bir Amin Maalouf romanı. Romanın genelinde gitmek mi zor kalmak mı sorusuna cevap aranıyor. Bu yazarın pekçok kitabını okudum. Genel olarak tarzını beğenirım. Bu da güzel bir roman bence. Ortadoğu hikayeleri ilginizi çekiyorsa sevebilirsiniz. Tavsiye ediyorum.
Ülkesinden ayrılıp da ülkesini bıramayanların ve ülkesinde kalıp değişmek zorunda olanların romanı. Gurbetçiliği ve iç savaşın toplumsal yıkıntılarını derinlemesine işleyen güzel bir Amin Maalouf romanı. Romanın genelinde gitmek mi zor kalmak mı sorusuna cevap aranıyor. Bu yazarın pekçok kitabını okudum. Genel olarak tarzını beğenirım. Bu da güzel bir roman bence. Ortadoğu hikayeleri ilginizi çekiyorsa sevebilirsiniz. Tavsiye ediyorum.
15 Eylül 2013 Pazar
Aynalar Koridorunda Aşk ( İnsanın Temel Acıları Üçlemesi-1) Mustafa Ulusoy
"Oysa yaşam insanın kaldıramayacağı kadar zor değildir. Yaşamı çekikmez kılan, insana en çok acı çektiren, sınırlarını ve gerçekliğini bilmeyen narsist bir benliktir."
"Doktor seni bilnem ama ben, varoluşsal ihtiyaçların Mutlak Varlıkla kurulacak bir ikişki dışında karşilanabileceğini hiç zannetmiyorum. "
Kitabın içinden birkaç söz. Kitap genel olarak narsistleşmiş benliğin insana yaptıkları üzerine kurulmuş. Bir olay anlatımı beklemeyin. Hatta aşk da beklemeyin çünkü kitabın kapağında yazdığı gibi "binlerce aşk romanı yazılmış, aşkın romanı yazılmamıştı" ifadesi bence karşılığını bulmuyor. Evet kitapta aşk mevzu bahis ancak anlatılmak istenen insanın benliği ve içsel acıları.
Psikolojiye meraklıysanız ve uzun anlatımlar sizi sıkmıyorsa okunabilir. Benim için çok iyi bir kitap değildi ama şunu söyleyebilirim ki kendimle ilgili bir takım sonuçlara ulaşmamı sağladı. Belki de bir kitaptan daha fazlasını beklememek lazım.
"Doktor seni bilnem ama ben, varoluşsal ihtiyaçların Mutlak Varlıkla kurulacak bir ikişki dışında karşilanabileceğini hiç zannetmiyorum. "
Kitabın içinden birkaç söz. Kitap genel olarak narsistleşmiş benliğin insana yaptıkları üzerine kurulmuş. Bir olay anlatımı beklemeyin. Hatta aşk da beklemeyin çünkü kitabın kapağında yazdığı gibi "binlerce aşk romanı yazılmış, aşkın romanı yazılmamıştı" ifadesi bence karşılığını bulmuyor. Evet kitapta aşk mevzu bahis ancak anlatılmak istenen insanın benliği ve içsel acıları.
Psikolojiye meraklıysanız ve uzun anlatımlar sizi sıkmıyorsa okunabilir. Benim için çok iyi bir kitap değildi ama şunu söyleyebilirim ki kendimle ilgili bir takım sonuçlara ulaşmamı sağladı. Belki de bir kitaptan daha fazlasını beklememek lazım.
12 Eylül 2013 Perşembe
Sonsuzluk Hecesi Lâ (Nazan Bekiroğlu)
Bitiremediğim tek kitap. İnsanlığın başlangıcını anlatmaya çalışan yazar tekrara düşmekten öteye geçememiş. Kesinlikle tavsiye etmiyorum. Aynı cümleleri tekrar tekrar okumaktan gına geldi. Bu kitaptaki hezimetin üzerine aynı yazarın Nar Ağacı kitabına da ön yargılıyım. Nar Ağacı'nın yorumlarına göz attım. Okuyanlar çok beğenmiş.
11 Eylül 2013 Çarşamba
Kitap Fuarı
32. Uluslararası Kitap Fuarı 2-10 Kasım 2013 tarihinde Tüyap'ta. Bu senenin onur konuğu Çin Halk Cumhuriyeti'ymiş.
İki aydan daha az bir süre kaldı. Her sene fuar icin para biriktiriyorum ve doyasıya alışveriş yapıyorum. Kitap kumbaram bu sene de doluyor. Bakalım ne kadar birikecek. Aklımda bir sürü kitap var ve hepsini dokunarak almak için sabırsızlanıyorum.
İki aydan daha az bir süre kaldı. Her sene fuar icin para biriktiriyorum ve doyasıya alışveriş yapıyorum. Kitap kumbaram bu sene de doluyor. Bakalım ne kadar birikecek. Aklımda bir sürü kitap var ve hepsini dokunarak almak için sabırsızlanıyorum.
Bu kalabalıkta kaybolmak istiyorum. |
Etiketler:
çok okunanlar,
en çok okunanlar,
fantastik roman,
fuar,
hikaye,
kamalcı yayınları,
kitap,
kitap fuarı,
kitap yorumu,
kitapyor,
kitapyurdu,
ödüllü kitaplar,
tüyap,
yaşanmış hikaye
9 Eylül 2013 Pazartesi
Gülmek Serbest Dostlar
Duayenden okunası bir kitap. Halit Kıvanç deneyimlerinden süzdüğü gülmeceleri bir kitapta toplamış. Şahsen yaşanmış hikayeleri okumaktan çok keyif alırım. Dinlemektense okumak daha keyif verir bana. Çünkü dinleyici olarak olayları anlatanın hızında ve duygusunda anlamak zorunda hissederim kendimi oysa okumak bu anlamda özgürlüktür benim için. İstersem hızlı istersem yavaş okumak özgürlüktür.
Halit Kıvanç kim bilir neler biriktirmiştir meslek yaşamında. Merak ettim. Kitap NTV yayınlarından çıkmış. Meraklısına duyurulur.
Halit Kıvanç kim bilir neler biriktirmiştir meslek yaşamında. Merak ettim. Kitap NTV yayınlarından çıkmış. Meraklısına duyurulur.
5 Eylül 2013 Perşembe
Tanrı'nın Unutulan Çocukları
Hakkında çok şey okudum ama kendisini okumadım. Çok merak
ediyorum. Sanırım sıradaki kitabım bu olacak.
ediyorum. Sanırım sıradaki kitabım bu olacak.
4 Eylül 2013 Çarşamba
Puslu Kıtalar Atlası (İhsan Oktay Anar)
Bu kitabı üniversite yıllarımda zorunluluktan okumaya başladım. Okudukça yazarın hayal gücüne hayranlık duydum. Yazarla tanıştığım o zamandan beri her kitabını büyük bir heyecanla bekledim ve tüm kitaplarını zevkle okudum. Kitabın içeriğiyle ilgili yorum yapmayacağım. Çünkü bu eser herkes için ayrı bir lezzet olacaktır. Kitaptan alacağınız keyfe karışmak veya sizi yönlendirmek istemiyorum. Tek bir uyarım var, dili ağır . Böyle kitaplar ilginizi çekmiyorsa bile deneyin derim belki de kitap tercihlerinize bir yenisini eklersiniz. Fena mı olur?
Etiketler:
amat,
efrasiyabın hikayeleri,
en çok okunanlar,
fantastik roman,
ihsan oktay,
ihsan oktay anar,
iskender pala,
kitap,
kitap yorumu,
kitapyor,
kitapyurdu,
ödüllü kitaplar,
puslu kıtalar atlası,
roman,
yorum
Şahane Hatalar
Okumaktan keyif aldığım bir kitaptı. Fikir çok eğlenceli. Kitabın gidişatında kısmen etkin olmak okur olarak hoşuma gitti açıkçası. Okurken belli yerlerde seçim yapıyorsunuz ve yaptığınız seçime göre sayfalarda ilerliyorsunuz. Ta ki sonunuz gelene kadar. Yalnız bir terslik var kitabı bitirip bitirmediğimden emin değilim. Tavsiye ederim ancak eklemem gereken bir şey var edebi bir zevk aranacak bir kitap değil ama eğlenceli bir yolculuk.
Elif Şafak Aşk
Okumak için epeyce beklediğim bir kitap. Çok konuşulduğu dönemde ısrarla okumadım. Etki altında kalmaktan çekinirim. İyiki öyle davranmışım. Sakin kafayla okuyunca kendimden emin bir şekilde yorumlayabilirim diye düşünüyorum. Bu kadar derin bir konu nasıl bu kadar sığ bir şekilde ele alınır aklım almadı. Mevlana ve Şems'in hikayesine son derece basit bir aşk hikayesi eşlik ediyor ki beni çileden çıkaran bu oldu. İki farklı zaman iki farklı hikaye anlatılıyor romanda. Aslında fikir çok iyi. Ama anlatım ve konuyu ele alış şekli bence çok kötü. Daha önce Elif Şafak'ın Mahrem'ini okumuştum ve yazarı gerçekten beğendim yani Elif Şafak düşmanlarından değilim. Sadece bu kitabı beğenmedim ve tavsiye etmiyorum.
2 Eylül 2013 Pazartesi
Momo
Bir çocuk kitabı olarak elime aldım ama okudukça büyüklere de hitap eden bir mesajı olduğunu gördüm. Günümüz insanının en ciddi problemlerinden zamansızlık ve karşındakini dinlememe hastalığı kitapta bir çocuğun üzerinden anlatılıyor. okurken kendimi zamanı çalınan insanlarla özdeşleştirdiğimi söylemeliyim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)